Mersin Sondakika

İNSANDAN UZAK…


Bu makale 2022-06-13 14:12:48 eklenmiş
Mehmet Tekkanat
?=NewsCategoryWrite($Author_Data->name) ?>

 

ÇETO’NUN GÜNLÜĞÜ

İNSANDAN UZAK…

Dilimize pelesenk olmuştur hep.

Bir SOSYAL BELEDİYECİLİK” der dururuz.

Nedir bu sosyal belediyecilik?

İlk aklıma gelen; insana değer veren, halkının her türlü sorununu çözmeye çalışan,  dil, din mezhep, ırk ve statü ayırmadan herkese eşit ve adil davranan gibi kavramlardır.

Partisi ve ideolojisi ne olursa olsun bir belediye başkanı ve çalışanları tarafsız olmalıdır.

Son söyleyeceğimi en baştan söyleyeyim, yazının devamında neden böyle söylediğimi anlarsınız.

Tanık olduğum belediyelerde, AKP belediyeleri (eleştirdiğim çok çok şeyleri olması ayrı) bu işi iyi biliyor ve bu nedenle kazanıyorlar.

Özellikle CHP bu alanda yaya kalmış durumda (maalesef)

Oysa tam tersi olmalı diye düşündüğünüzü ve iddia ettiğinizi duyar gibiyim.

Bu dönem Mersin’de Sayın Vahap Seçer başkanlığındaki Büyükşehir Belediyesi, sosyal belediyecilik alanında çok beğenilen bir yönetim sergiliyor.

Görünen, yansıyan o.

Fakat tabanda büyük bir hoşnutsuzluğu görüyor, duyuyorum.

Çünkü…

Sinek küçüktür ve mide bulandırır derler.

O bir tane sinek bir kazan çorbanın dökülmesine neden olabilir.

Gelelim o sineklik olaya….

Geçen hafta, sevgili dostum Fikret Yalçın’ın kayınbabası vefat etmişti.

Normal olarak belediye aranıyor;

Fikret Yalçın’dan okuyalım şimdi;

“3 Haziran cuma günü kayınbabamın cenazesi için 185 i aradım. Semaver, masa, sandalye göndereceklerini ancak yoğunluk nedeniyle şemsiye olmadığını belirttiler. Bende, neden önlem  almıyorsunuz, hadi toplum ölümler oldu , hadi zehirlenmeler oldu vs.. Neden önlem almıyorsunuz, konforlu odalarınızdan bir çıkın da halkın arasına katılın dedim.. Ivır zıvır şeyler söyleyerek TLF kapattılar. Bende gazeteci abileri devreye soktum ve Akdeniz belediyesinden şemsiye geldi..Bir CHP'li olarak çok üzüldüm.. Ve bugün de arayarak " hizmetimizden memnun kaldınız mı" diye sordular, bende hayır, yazıklar olsun size, dedim.. Şemsiyeyi gönderen Akdeniz Belediyesi Özel Kalem Müdürü Sayın Onur EryılmazGümüştok ise, üç gün boyunca beni aradı ve bir eksiğimiz olup olmadığını, halimizi hatırımızı sordu. Kendisine ve tüm çalışanlarına teşekkür ediyorum. Şimdi ben bir CHP’li olarak ne diyeyim?”

Durum bu.

Peki, şimdi ben ne diyeyim?

Bu zihniyetin hala değişmediğini görmenin duymanın acısını mı yaşayayım?

Yandaş medyanın yaptığı gibi görmezden mi geleyim?

Karşı medyanın yaptığı gibi yerden yere mi vurayım?

En iyisi yaşadığım bir iki olayı anlatayım.

İlki,Mersin Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nda görevliyken, aynı zamanda radyo programı yapıyor ve gazetede köşe yazıyordum.

Toroslar Belediyesi bir tiyatro salonu yaptı, ben de bunu köşemde yazarak dönemin belediye başkanı Sayın Hamit Tuna’ya teşekkür ettim.

Hamit başkan ertesi gün beni aradı, yazımdan dolayı teşekkürlerini iletti ve belediyeye bir çay içmeye, sohbet etmeye davet etti. Kibarca teşekkür ettim. Gitmedim. Bir isteğim olup olmadığını sordu. “Siz halka iyi hizmet etmeye devam edin başka bir isteğim yok” dedim. Telefonunu verdi, “ne zaman isterseniz arayabilirsiniz” dedi

Bu yazımdan dolayı (bazı kargalar anında belediye başkanlığına iletmişler) beni Taş Bina’ya çağırdılar.

Gittim, karşımda “büyük sosyal demokrat kişiler”. Bu kişileri; Tevfik Sırrı Gür stadı yıkılma kararı alındığında, stadın önünde basın toplantısı yapıp, “cesedimizi çiğnemeden stadı yıktırmayız” dedikleri zamandan, SayınMacit Özcan, avukatı ile birlikte mahkemeye giderken onu yalnız bırakmalarından da tanıyorum.

“ Sen belediyemizde çalışıp, ekmeğimizi yiyip, nasıl bir MHP’li başkana teşekkür edersin” diye sordular,  hem de azarlarcasına.

“ öncelikle sakin olun, benim ekmeğimi kimse vermiyor, alın terimle kazanıyorumbu bir, ikincisi ben MHP’li birine değil, bir belediye başkanına teşekkür ettim. Neden ettim? Çünkü gençler için bir tiyatro salonu yaptı. Siz yapın size de teşekkür edeyim” dedim.

Öyle kalakaldılar….

Olay kapandı.

İkinci olay ise; Mugdat Cami karşısında sahilde “Yıldızların Altında Tiyatro Şenliği” yaparken yaşandı.

Gecenin ilerleyen saatinde sahnede oyun oynanırken, arka tarafta yoldan bir fren sesi ve çığlıklar duyuldu. Hep birlikte koştuk. Zalim bir şoför hız yaparken bir köpeğe çarpmış ve kaçmış gitmişti. Ayığı ezilen zavallı köpek bir arabanın altına sığınmış, acılar içinde kıvranıyordu. Her kafadan bir ses çıkıyor, kimse ne yapacağını bilmiyordu. Hemen Yenişehir Belediyesi Zabıta birimini aradım, telefonun diğer ucunda bir görevli çıktı. Durumu anlattım heyecanla. Karşımdaki gayet rahat ve umursamaz tavırlarla, deyim yerindeyse dalga geçmeye çalışıyordu. Kendimi tanıttım, umursamadı, “gazeteciyim aynı zamanda, bu olayı ve tavrınızı yazarım” dedim umursamadı. Adını sordum, uyduruk bir isim söyledi. O sinirle ağzıma geleni saydım, başkanından en küçüğüne herkes nasiplendi.

Aklıma Hamit Tuna geldi, gecenin yarısı neredeyse, son umutla aradım. Hemen açtı telefonu, durumu anlattım. “Hemen görevli arkadaşları gönderiyorum, diğer ekip de sizi bekliyor olacak” dedi.

Gerçekten de az sonra Toroslar Belediyesi’nden bir araç geldi, zavallı hayvanı aldık götürdük. Belediyenin önünde diğer ekip bekliyordu, hemen hayvanı tedaviye aldılar.

Ertesi gün bütün ayrıntılarıyla olayı yazdım, yayınlattım. Hamit Tuna başkana ve ekibine de ayrıca teşekkürlerimi ilettim.

Yenişehir Belediyesi Zabıta Müdürlüğüne gittim. Hepsi yazıyı okumuştu belli ki, O bana söylediği sahte ismi sordum. Kimse tanımıyordu elbette. İçlerinden biri kızgın ve öfkeli bir şekilde, “yazdın da n’oldu?” dedi. Anladım ki o adam.

“Haklısın” dedim “bir şey olduğu ve olacağı yok. Ama siz bu tavırlarınızla değil belediyeleri, ülkeyi bile kaybedeceksiniz, olan size güvenen, inanan halka olacak. Yazıklar olsun”.

Son söz mü?

Son sözü her zaman halkımız verdi, eninde sonunda yine halkımız verecek…

 

 

Diğer yazıları...
Copyright © 2024 Günaydın Mersin Gazetesi Tüm hakları saklıdır.
pendik evden eve nakliyatkartal evden eve nakliyattuzla evden eve nakliyatevden eve nakliyat
Gazetemiz MEİGDER Üyesidir
Meigder