Merhaba deyin!
Epiktetos diyor ki: “At şarkı söylemediği zaman mutsuz mudur? Hayır, ama koşamazsa mutsuz olur. Köpek uçamadığı zaman mutsuz mudur? Hayır, koku alamazsa mutsuz olur. İnsan aslanları boğamadığı ve olağanüstü işler yapamadığı zaman mutsuz mudur? Hayır, o bunun için yaratılmış değildir. Ama insan; saflığı, iyiliği, vefayı ve adalet duygusunu, ruhundaki tanrısal değerleri yitirdiği zaman mutsuzdur…”
Kimi zaman kendimizi yalnız hissederiz ya, hani sağımızda, solumuzda koşuşturan insanlara rağmen. Hani statta binlerce insan arasında maç izlerken, yanımızda hiç kimse yokmuş gibi kala kalırız ya! Bunun adına mutsuzluk denir. Oysa bu dünyaya geliş nedenimiz mutluluk değil mi? Neden mutsuz olmak için elimizden gelen herşeyi yapıyoruz. Neden bizi mutlu eden şeylerin başında gelen gülümsemelerimizi yitiriyoruz? Neden merhaba demekten korkuyoruz? Neden kıyafetimiz eski diye utanıp, kendimizi yalnızlaştırıyoruz.
Hayat kıyafet değildir, hayat para pul hiç değildir. Hayat, onlarsızda mutlu olmaktır. Yavan bir ekmektedir sevgi, mutluluk. Kırık dökük bir bisiklete binip, mutlu olmaktır. Anamızın saçtan yaptığı yağlı ekmektir mutluluk. Çalmayın mutluluklarımızı üç kuruş için. Almayın ellerimizden komşularımızı. Bitirin bu savaşlarınızı. Çocuklar koşsun, mutlu olsun, gözlerinin içi gülsün. Merhaba deyin, sevin, sevilin, savaşla değil, barışla gelin, kardeşçe…Özgürce