Mersin’in Kurtuluş kutlandı

Mersin’in Kurtuluş kutlandı

Mersin’in Kurtuluş’unun 100.Yılı töreni kapsamında, Vali Ali İhsan Su, Mersin Tren Garında, Muharip Gaziler Derneğinin takdim ettiği bayrağı teslim aldı. Daha sonra Tren Garında başlayan ve Mersinlilerin yoğun ilgi gösterdiği yürüyüş, Cumhuriyet Meydanında sona erdi.

GÜNAYDIN MERSİN

Vali Ali İhsan Su, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Fuat Gedik, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ile milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, sivil toplum kuruluşları ve oda başkanları ile siyasi parti temsilcileri, gaziler, öğrenciler ve vatandaşlar yer aldı.

Cumhuriyet Meydanındaki tören, Vali Ali İhsan Su’nun Atatürk büstüne çelenk koyması ile başladı. Ardından Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanlığı ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı Atatürk büstüne çelenk koydu. Kurtuluş savaşında hayatını kaybeden şehitler için saygı duruşunun ardından İstiklal marşı okundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mesajının okunmasından sonra lise öğrencisi Esra Aslan Akdeniz’in incisi şiirini okudu.

Daha sonra kürsüye çıkan Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, günün anlamı ile ilgili bir konuşma yaptı.

Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap  Seçer, “100 yıl önce burada yaşananlar bölgesel hatta küresel dengeleri kökünden değiştirecek muazzam bir tarihsel kırılmanın eşsiz anlarıydı. Özgürlüğümüzden ne pahasına olursa olsun vazgeçemeyeceğimizi tüm dünyaya gösterdik. Bu kolay olmadı. Tarih bu direnişi yazdı. O günleri asla unutmayacağız. Bu kurucu değerler bizim vicdan ve gelecek haritamızdır. 100. yıl hepimize kutlu olsun” dedi.

Zafer için ağır bedeller ödendiğinden söz eden Seçer, “Mersin’in kurtuluşu, sadece bir şehrin kurtuluşu değildir. Mersin’in kurtuluşu, tüm Çukurova’nın, Anadolu’nun ve hatta bir vatanın kurtuluşudur” diye konuştu.  Seçer, tarihte yüzünü daima Batı’ya dönmüş olan Mersin’in Cumhuriyet’in ilk yıllarında da arka arkaya atılımlar yaptığından bahsederek, “Hiç şüphe yok ki Mersin, geçen 100 yıl içinde çok önemli sıçramalar gerçekleştirmiştir” dedi.

Seçer, “Bugün 3 Ocak. Tam 100 yıl önce, burada ne yaşandı? Az ötede; tam da bu saatlerde, işgalcilerin karargâh olarak kullandığı Eski Hükümet Konağı’ndaki Fransız Bayrağı indirildi. Yerine Türk Bayrağı çekildi. İşgal kuvvetleri Gümrük İskelesi’nden gemilerine binerek Mersin’i terk etti. 100 yıl önce burada yaşananlar bölgesel hatta küresel dengeleri kökünden değiştirecek muazzam bir tarihsel kırılmanın eşsiz anlarıydı. Özgürlüğümüzden ne pahasına olursa olsun vazgeçemeyeceğimizi tüm dünyaya gösterdik. Bu kolay olmadı. Tarih bu direnişi yazdı. O günleri asla unutmayacağız. Bu kurucu değerler bizim vicdan ve gelecek haritamızdır. 100. yıl hepimize kutlu olsun” diye konuştu.

“Tarihimizi bilmezsek yolumuzu asla bulamayız”

Zafer için ağır bedeller ödendiğinden söz eden Seçer, “Bakiyesi ise kurucu değerlerimiz oldu. Tarihimizi bilmezsek yolumuzu asla bulamayız. Biz bu kadim topraklarda özgür ve kardeşçe yaşadık, yaşıyoruz ve yaşamaya devam edeceğiz. Bütün tarihçilerin dikkatini çekmek istiyorum; Mustafa Kemal, 5 Kasım 1918’de Mersin’deydi. 19 Mayıs 1919’dan çok önce. Kurtuluş Savaşı’nın hazırlıklarına işte o gün burada, Karamancılar Konağı’nda gizli toplantı ile başlandı. ‘Asıl savaş şimdi başlıyor’ diyerek Ulusal Kurtuluş Mücadelemizin ilk adımını bu topraklardan attı. Bugün restorasyonunu yaptığımız Karamancılar Konağı’ndaki o toplantıdan Türkiye’nin kurtuluş reçetesi çıktı. Mersinliler olarak işte o gün sesine ses verdik Mustafa Kemal’in. İşte bu nedenle, Mersin’in kurtuluşu, sadece bir şehrin kurtuluşu değildir. Mersin’in kurtuluşu, tüm Çukurova’nın, Anadolu’nun ve hatta bir vatanın kurtuluşudur” diye konuştu. Seçer, tarihte yüzünü daima Batı’ya dönmüş olan Mersin’in Cumhuriyet’in ilk yıllarında da arka arkaya atılımlar yaptığından bahsederek, “Biz Mersiniz. Hoşgörü ve adaletin mirasçılarıyız. Bu eşsiz mirasa sahip çıkmak, hepimizin sorumluluğudur. Tarihte yüzünü daima Batı’ya dönmüş olan kentimiz, Cumhuriyet’in ilk yıllarında da arka arkaya atılımlar yapmıştır. Gayrimüslim ailelerin kentimizin karakterine sinmiş zenginleştirici kültürel motiflerini de unutmamak gerekir. O nedenle, yüzyıllardır büyük bir özenle yaşattığımız barış, hoşgörü ve kardeşlik ruhu bizim ortak gücümüzdür. Bu kentin değerini bilen, değerine değer katmak için mücadele veren herkes Mersinlidir ve hemşehrimizdir. Tüm Mersinliler eşit haklara sahip vatandaşlarımızdır. Bu dün de böyleydi, bugün ve yarın da böyle kalacaktır” şeklinde konuştu.

Bir yerde istikrar ve güven olduğunda orada önce huzurun olduğunu, huzur olduğunda da kalkınma, refah ve ekonomik gelişmenin var olacağını sözlerine ekleyen Seçer, “Bu gerçek ülkeler için olduğu kadar kentler için de geçerlidir. Hiç şüphe yok ki Mersin, geçen 100 yıl içinde çok önemli sıçramalar gerçekleştirmiştir. Mersin, 1950’li yıllarda çay bahçelerinde canlı müzik dinlenen, Cumhuriyet Baloları düzenlenen, Ak Kahvesi’nde şiir, müzik etkinlikleri yapılan, sineması, tiyatrosu olan sade bir Avrupa kıyı kenti görünümündeydi.  Müfide İlhan; o yıllarda Türkiye’nin ilk kadın belediye başkanı olarak görev yaptı. Ardı ardına kurulan Mersin Limanı, Ataş Rafinerisi, Şişe Cam gibi yatırımlar kentimizin olduğu kadar ülkemizin de büyüyüp gelişmesine önemli katkılar sundu. 70’ler, 80’ler, 90’lar Mersin’i sosyolojik olarak dönüştürdü. Afetler, zorunlu ikamet politikaları, terör, savaşlar ve ekonomik krizler, tarım ve sanayileşme Mersin’i daima bir çekim merkezi yaptı. Göç dalgaları toplumumuzda derin fay hatlarına, gettolaşmalara ve çatışmalara yol açmak yerine kardeşleşmeyi doğurdu. Mersin bugün resmi olarak 2 milyona yaklaşan nüfusa sahiptir. Ancak 400 bin sığınmacıya da ev sahipliği yapmaktadır. Çok ağır bir yüktür. Mersin özümseme kapasitesi ve kabiliyeti ile bu göç dalgasıyla da başa çıkmaya çalışmaktadır. Şehrimizin resmi nüfusuna göre bize ayrılan kaynakları sığınmacı yüküyle birlikte harcamak zorunda kalıyoruz. Yani 2 milyon için sağlanan kaynaklar, 2.4 milyon insan için harcanıyor” dedi.

Mersin’in, genel bütçeye sağladığı vergi gelirleri ile Türkiye’de 5’inci, 6’ncı sırada olduğunu söyleyen Başkan Seçer, “Uzun yıllardır iç ve dış göçlere maruz kalmış, göçün tüm yükünü taşımış Mersin’e merkezi hükümetin pozitif ayrımcılık yapması kaçınılmazdır. Toplumsal barışı zehirleyen gelir dağılımı adaletsizliğinin ortadan kaldırılması gereklilikten öte bir zorunluluk halini almıştır. İnsanı ve çevreyi odağına alan, istihdam sağlayan, katma değeri yüksek üretimle tarımdan ticarete, sanayiden turizm ve lojistiğe kadar her alanda güçlü potansiyeli olan kentimizi hep beraber geleceğe taşımalıyız. 100 yıl önce nasıl başardıysak, yine öyle başaracağız. Daha modern, daha çağdaş, kalkınmış daha güzel bir Mersin’i, daha güzel bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz. Biz istiyoruz ki Mersin’de ve tüm dünyada barış, refah, huzur ve bereket olsun” dedi.