ÜRETİCİLER SIKINTILI!
Mersin Sondakika

ÜRETİCİLER SIKINTILI!

Mezitli Tepeköy Mahallesi meyve ve sebze üreticileri yetkililerden destek ve ilgi bekliyor.
Bu haber 2021-08-19 00:01:44 eklenmiş

 

ÜRETİCİLER SIKINTILI!

Mezitli Tepeköy Mahallesi meyve ve sebze üreticileri yetkililerden destek ve ilgi bekliyor.

GÜNAYDIN MERSİN

 

Mersin’de 3 milyon 600 bin ton şeftali üreten Mersinli üreticiler, arazi yollarının yapılmasını, ürünlerinin muhafaza yapılabilmesi için soğuk hava deposu ve ilaçlama konusunda kendilerinin bilgilendirilmesini istediler.

HİÇ BİR DESTEK GÖREMİYORUZ

Tepeköylü üretici Cafer Sapıtmaz, Türkiye’nin üçte birlik şeftalinin Tepeköy’den çıktığını vurgularken, yetkililerden herhangi bir destek göremediklerini söyledi.

Sapıtmaz, “Tepeköy’ün meyve ve sebze alanında çok büyük potansiyel var. Özellikle Mersin’e ve Türkiye’ye çok büyük katma değer katıyoruz. Ama bu kadar katma değere rağmen, hiç bakım yapılmayan, ilgilenilmeyen bir kesimiz. Mesela arazi yollarımızın daha iyi olması gerekiyor. Ama maalesef yollarımız içler acısı. Devletin bir yatırımcıya,  bölgede yapacağı fabrikayı destekleme anlamında,  elektrik, inşaat, sigorta gibi teşviklerde bulunmalı. Bu hem çiftçinin malının değerlenmesi hem de bölgenin istihdamı açısından son derece önemli olacaktır” dedi.

BİNLERCE İŞÇİ ÇALIŞIYOR

Sapıtmaz, “ Başka işlerde 30 -40 kişi çalıştıran işletmelere çok önemli teşvikler veriliyor ama sadece bizim Tepeköy’de, bir sezonda binlerce işçi çalışıyor ve hiçbir teşvik ya da kolaylaştırma yapılmıyor. Sezon boyunca en az 2-3 ay, arabalar dolusu insan gelip, burada kalıyor ve çalışıyor. Bunların ulaşımı, nakliyesi, her şeyi üreticiye yansıyor. Bu bölgede tarım işçilerinin konaklayabileceği bir altyapı oluşturulsa, en azından hem onlar daha konforlu şekilde yaşar, hem de araç kirası, yakıt gibi ek masraflar üreticiye binmez” diye konuştu.

Tepeköylü üretici Cafer Sapıtmaz, Tepeköy’deki şeftalinin, Bursa şeftalisinden daha kaliteli olduğuna vurgu yaparken, Tepeköy’ün sesinin duyulması için yetkililerin şeftali festivali yaparak, tanıtımda yardımcı olabileceklerini ifade etti.

Sapıtmaz, “Gerek belediyeler tarafından gerekse ileri gelenler tarafından bu bölgenin tanıtım yapılarak, hem Mersin’e, hem Türkiye’ye büyük katkı sağlamak gerekiyor. Buranın zenginliklerini ekonomiye kazandırmalıyız. En azından bir şeftali festivali yapılabilir. Yöneticilerimizin biran önce elini taşın altına koyması gerekiyor. Üreticiler, bu işten doğrudan ya da dolaylı olarak para kazanan ilaç, gübre satıcıları, sarf malzemesi satıcılarının da katılımıyla bir festival, buraya büyük dinamizm katacaktır. Genel olarak tanıtım yapılabilmesi amacıyla, şeftali festivalinin paydaşları bu konuya katkı sunmalı. Belediyelerinde katkı sunması gerekiyor. Burada rakım 1350 olduğu için 20 Ağustos’ta şeftaliler toplanmaya başlıyor. Genel olarak tek çeşit üretimi vardı. Pazar talepleri göz önünde tutularak, şimdi ömrünü tamamlayan bahçeler kesilerek, talebe göre daha değişik çeşitlere geçiyor. Bu da daha erken zamanlarda şeftali bulunmasına olanak sağlıyor.  Köyümüz Mersin’in üretim sıralamalarında özellikle şeftalide ilk sıradadır. Üretilen şeftaliler iç piyasa, meyve suyu ve ihracata yönelik satışı yapılıyor. Üretici maalesef çok yıprandı. Fiyatlar çarşıda, pazarda 5 lira 6 lira gibi kulağa hoş gelse de de, girdi maliyetindeki oranla hesaplandığında, çiftçi girdi maliyetinden daha aşağıya satmaktadır. Halk tabiriyle şeftali şimdi ayakaltı değil elbette ama bunun istikrarlı olması gerekiyor. Üreticimiz bu sene kar ediyorken, geçen senin borcunu da kapatabilmeli” dedi.

40 SENEDİR TARIMLA UĞRAŞIYORUM

4O Yıldır çiftçilik yaptığını ifade eden Süleyman Gürbüz, meyve ve sebzenin bu kadar dibi gördüğü bir sezon yaşamadığını söyledi.

Gürbüz, “40 senedir tarımla iştigal ediyorum.  Şeftali, elma, armut, kaysı,  vişne gibi meyveler üretiyorum. 70 bin ton kapasitemiz var. Bu 70 bin tonun yaklaşık 25 bin tonu meyve suyu ve sıkmalık olarak değerlendiriliyor. Bunun nedeni de, arazi yollarımızın bozuk olması.  Ürünlerimizi taşırken, yaklaşık yüzde 30’u zarar görüyor ve bundan dolayı ezilen meyvelerimizi sıkmalık ya da meyve suyu olarak değerlendiriyoruz. Aslında bizim için bu da bir ekonomik kayıp” diye konuştu.

BİR EĞİTİMİMİZ YOK

Gürbüz, “Diğer yandan ihracata uygun malda üretiyoruz. Ancak burada şeftali mafyası var. Onları bir türlü aşamıyoruz. Şeftali nektarin dalında 9-10 TL olurken, birden birkaç gün sonra nektarını almıyorlar. Erkenci dediğimiz cinsler 5-6 TL’ye satılırken, bugün vatandaşa soran yok.  Bunun nedeni, bizim burada kooperatif dediğimiz, Birlik gibi işleyen yarı kamu, yarı özel olan kuruluşların siyasilerin arka bahçesi olarak işlemesinden dolayı. Bunu bir türlü düzeltemiyoruz. Kendimizde bu 70 bin ton malı üretip, sevk etmeye ve alt yapısına sahip değiliz. Başta Birlik olmak üzere hiçbirimizin bir eğitimi yok. Hala deneme yanılma yolu ile uyguluyoruz. Türkiye genelinde olduğu gibi yaklaşık 5 milyon 700 ton şeftali üretimi var. Bunun biz Akdeniz ve Toroslar olarak, 5 milyon 700 tonun yaklaşık 3 milyon 600 tonunu, Mersin olarak biz üretiyoruz. Bunun karşılığında devletten bizim önümüzü açacak herhangi bir girişim yok. En azından İl ya da ilçe tarımı personellerinin gelip bize eğitim ve yönlendirmesi gerekiyor. Maalesef ilçe ve ilde oturan devletin atadığı müdür ve memurlar akşama kadar orada oturuyorlar. Tepeköy’deki şeftaliye Akdeniz sineği vurdu mu vurmadı mı, pazarlama konusunda ne aşamadalar diye düşünmüyorlar. Bir araziye gelin, hangi şartlarda biz üretim yapıyoruz, bir görün. Mezitli ve Büyükşehir Belediye Başkanlarımız bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Ancak onlarında gücü bir yere kadar. Adamlar geçen sene biz mazot dağıtmaya kalktı, meclis üyeleri engel oldu. Sen çiftçiye mazot veremezsin dediler. Oysa bize 10 günlüğüne mazotu vereceklerdi ve biz mazotu onlara geri iade edecektik. Mazotsuzluktan malımızı işletmelere getiremedik. Petrole gidiyoruz, borcumuz var, petrolcü bize mazot vermiyor. İşçi bir yandan. Yani bu sene bir yüzümüz gülecekti. Ancak birkaç gündür görünmeyen bir el yine piyasaya hakim oldu. Şeftali geçen sene verdiğimiz ücretten gidecek gibi görünüyor” şeklinde konuştu.

SOĞUK HAVA DEPOSU İSTEDİK

En büyük sorunlardan birisinin de soğuk hava deposu olduğuna dikkat çeken Gürbüz, “ Biz buraya soğuk hava deposu istedik. Bazı arkadaşlarımızın girişimleri oldu. Büyükşehir bizden arsa yeri istedi. Yer gösterdik ama onlarda bürokrasiye takıldığı için bizim soğuk hava deposu güme gitti. Şimdi yabancı menşeli meyve suyu fabrikalarının inisiyatifine kaldık. Onlarda şeftaliyi bizden 2 TL’ye alıyor. Geçen sene de aynı fiyatlara veriyorduk. Geçen sene girdilerimiz 10 katı arttı. Bir amanyum sülfatın fiyatı 40 TL’ye, bugün oldu 150 TL. Geçen sene de 2.400 krş olan şeftali, bu sene de aynı fiyata. Ne değişti. Bankamız var, kooperatifimiz var, kız vereceğiz çeyizimiz var, oğlum askere gidecek. Her şey biz bakıyor. Nasıl toparlayacağız, bunları nasıl hayata geçireceğiz. 24 saattir uyuyamıyorum. Ürünümü sulayamıyorum, çünkü su yok. Susuzluk had safhada. Buna rağmen meyvemizi ürettik, geldik yine Pazar konusunda sıkıntılarımız var. Biz Mezitli belediyesi ve Büyükşehir Belediyesi ile iç içe olmak istiyoruz. Biz  30 bin insana iş imkanı sağlayacağız. Bunların yemeleri, konaklamaları hep ayrı masraf. Bizim tek derdimiz çocuklarımıza iyi bir gelecek sağlamak. Maalesef izlenen tarım politikaları bizi bu aşamaya getirdi. Bu saatten sonra ne bir yere gidebiliriz, ne da başka bir iş yapabiliriz. Ben yıllık 150 bin ton meyve üretiyorum. Herkes benim gibi sıkıntı yaşıyor. Bizim işimizi ancak siyasiler çözer. Ne bizi  dinlemek istediler, ne de biz onlara kendimiz anlatabildik. Bu yüzden biz bu sektördeki kodamanların kucağına düşüyoruz. Biz sokağa inmeden, bizi gelip dinlemelerini istiyoruz. Bugün şeftali 10 TL, bunun katma değerine bir bakalım ”dedi.

EN AZ 3 BİN, 4 BİN TONLUK BİR DEPOYA DAHA İHTİYAÇ VAR

Şeftali üreticisi ve soğuk hava deposu sahibi Mehmet Bayır, “Bu bölgenin tek soğuk hava deposu sahibiyim. Ama yeterli gelmiyor. En az 3 bin, 4 bin tonluk bir depoya daha ihtiyaç var. Üretimde en büyük eksiğimiz cins değişikliği. Bu konuda alışmalar yapıyoruz. Bilinçte yok. Toplarken meyveyi düzgün toplamıyoruz. Iskarta daha çok çıkıyor. Biz Bursa seviyesine yaklaşmak için çaba sarf ediyoruz. Biz istiyoruz ki, Bursa ile aynı satışı yakalayalım ama çok daha fazla yol kat etmemiz gerekiyor. Sadece bununla sınırlı değil. Yol sorunlarımız var. Bahçelere ulaşım sıkıntılı. Meyve taşınırken çok zedeleniyor. Yardım bekliyoruz ama maalesef bu yardımları alamıyoruz. Muhtar ya ilgilenmiyor ya da istiyor alamıyor” diye konuştu.

MALİLYETLERİMİZ YÜKSEK

Üretici Osman Kurtul, “İç pazara ve ihracata mal veriyoruz. Bizim burada en fazla sıkıntımız, maliyetlerimizin yüksek olması. Bu satışlarımızdan dolayı da tamamen zarar ediyoruz. İki yıldır domateste ekiyorum ve 100 bin lira zararımız var. Bize maliyeti 2 lira ama satışı 30 kuruş- 40 kuruş. Özellikle Tarım ve Köy İşleri Bakanlığımızdan istediğimiz, milletin elinden değil, parmağından tutsun yeter. Ben köylüden memnunum, şöyle iyiyiz demekle olmuyor. Gelecek köylünün yanına çiftçi ile görüşecek. Milletvekillerimizden özellikle istirham ediyorum, çiftçiye baksınlar. Çiftçiye bakmazlarsa onlarda aç kalacak. Çiftçi para kazanamazsa, milletvekillerinin maaşı nerden ödenecek. Bizim halimiz çok kötü. Çiftçinin borçlarını taksitlendirme yaptık diyorlar ama tamamı geçersiz. Benim Tarım kredi kooperatifine 200 bin lira borcum var. Taksitlendirsem de ödeyemem ki. Çünkü tüm üretimimden zarar ediyorum. Zaten öyle bir taksitlendirme de olmuyor” dedi.

SESİMİZİ DUYURMAYA ÇALIŞIYORUZ

Çiftçi Esat Kurt, “Çok büyük sıkıntılarımız var. Sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Tarım İl Müdürlüğünden gelip ölçüm yapılıyor. İlaç katkısı çıkanlara ceza uygulanıyor ama bunu düzenli yapanlara da hiçbir teşvik pirimi de uygulanmıyor. Oysa işini doğru yapanlar desteklenmeli. Yetiştirdiğimiz ürünle, satışımız arasında biraz fark var. Gübre, mazot gibi çiftçinin görünen, bir de görünmeyen sıkıntıları var. Bunun çözülmesi gerekiyor” diye konuştu.

ÜRETİCİ ZARAR EDERKEN, TÜKETİCİ PAHALI YİYOR

Tepeköy mahalle Muhtarı Nevzat Kurt,” Burada şeftali 5 lira, markette 10 ile 12 lira arası. 15 lira olduğu da oluyor. Oysa üretici ile tüketici arasında 50 kilometre bile yok. Doğal olarak tüketici pahalıya yerken, nasıl oluyorsa üretici ise zararına satmak durumunda kalıyor. Bir marketçi, manav bizden daha fazla kazanıyor. Bu sene biraz daha para ediyor şeftali ama geçen yıl bizden 2-2,5 liradan aldılar ve yine 8 – 10 liradan sattılar. Yani bizden kaça alırlarsa alsınlar, satıcılar bu işten kar ediyor. Bu doğal olarak çiftçimize zarar veriyor.  Bunun tek çözümü, bu ürünlerin işlenebileceği tesis yapmaktır. Bursa bu tür avantajları ile kazanıyor ama bizim şeftali üretimimiz daha iyi olmasına rağmen ulaşım gibi maliyetler nedeniyle biz aynı verimi alamıyoruz.  Belediyenin zaten bir katkıda bulunma şansı yoktur diye düşünüyorum. Sadece yol ve sulama konusunda bir katkıları olabiliyor. Bu konularda sağ olsunlar kooperatif vs destek sağlıyorlar ama toplama esnasında bir katkıları olamayacaktır.

Bu bölgede bir paketleme alanı ya da meyve suyu fabrikası yok. Bir de hükümetimiz fındık taban fiyatı gibi şeftali taban fiyatı belirlemeli. Tesis olursa kendiliğinden taban fiyat oluşur ve çiftçi biraz daha fazla kazanmış olur” şeklinde konuştu.


ETİKETLER :
Diğer EKONOMİ haberleri

En çok okunanlar

Copyright © 2024 Günaydın Mersin Gazetesi Tüm hakları saklıdır.
pendik evden eve nakliyatkartal evden eve nakliyattuzla evden eve nakliyatevden eve nakliyat
Gazetemiz MEİGDER Üyesidir
Meigder